SEVILLA;
Sevilla, İspanya’nın 17 özerk bölgesinden olan Endülüs’ün 8 ilinden biri ve başkentidir. Malaga ve Granada‘da olduğu gibi; Fenike, Roma, Müslüman ve Hristiyan izlerini bulabileceğiniz Sevilla, 700 bine yakın nüfusu ile İspanya’nın Madrid, Barselona ve Valencia’dan sonra en büyük dördüncü şehridir. Tarihi merkezi yaklaşık 335 hektarlık bir alanı kaplayan en geniş Avrupa şehirlerinden biridir. Bazıları UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilen tarihi ve mimari zenginliği, çeşitli tiyatro ve kültür mekanları, Sevilla’yı ulusal ve uluslararası turistlerin ilgisini çeken bir şehir haline getirmiştir.
Atlantik Okyanusu’na yaklaşık 80 kilometre uzakta olmasına rağmen, Sevilla’dan okyanus kıyısı Sanlúcar de Barrameda şehrine kadar Guadalquivir Nehri üzerinden tekneyle seyahat etmek, yüzyıllar önce Kristof Kolomb ve Macellan’ın yaptığı yolculuğun bir kısmını tekrar etmek mümkün. Ayrıntılı bilgi ve bilet satışına buradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca Sevilla, gelişmiş bir karayolu ve demiryolu ağına ve bir uluslararası havaalanına sahip. Şehirde havacılık endüstrisi, tersaneler ve askeri sanayi tarihi açıdan önem taşıyor.
Sevilla’ya Ne Zaman Gidilir?
Sevilla’yı yazın ziyaret etmek zor olabilir çünkü ülkedeki en yüksek sıcaklıkları bu şehirde görmek mümkün. Yaz boyunca termometrenin 40 derecenin üzerine çıktığı günler çoğunlukta. Temmuz ve Ağustos aylarında, ortalama en düşük sıcaklık 20 derecenin altına düşmezken, ortalama en yüksek sıcaklıklar yaklaşık 37 derece.
Sevilla’yı ziyaret etmek için en iyi zaman ilkbahar veya sonbahar. Bu dönemlerde sıcaklıklar şehrin sokaklarında gezinmek ve gezinizin tadını çıkarmak en ideal zamanlar. Ama tatil için tarih seçme şansınız yoksa endişelenmeyin. Şehirde, yaz sıcağında dinlenip nefes alabileceğiniz, sıcaklığı ortalama 4-5 derece düşüren devasa büyüklükte ağaçları olan çok güzel ve serin parklar mevcut.
Sevilla’ya Nasıl Gidilir?
Sevilla’ya Türkiye’den direkt uçuş yok. Önce THY’nın yaklaşık 4,30 saatlik direkt uçuşuyla Malaga’ya gidip oradan gitmek, dönüş için de yine Malaga’ya gelmek gerekiyor. Sevilla’dan Malaga’ya gitmek için birkaç seçenek var: Ya yaklaşık 2 saat süren hızlı tren ve 4,5 saat süren normal tren yolculuğu ya da daha ekonomik fiyatlarla yaklaşık 3 saatlik bir otobüs yolculuğu yapabilirsiniz. Bir diğer seçenek de araba kiralamak. Araçla Malaga’dan Sevilla 2 saat 20 dakika kadar sürüyor. Bölgeyi gezmeyi düşünüyorsanız bu elbette en iyi seçenek olacaktır. Araç kiralama fiyatları, hele ki erkenden online olarak yaparsanız, çok uçuk değil ve birkaç şehre gidecekseniz hepsinin tren, otobüs ücretlerini ve kişi sayınızı da hesapladığınızda bir miktar ekonomik dahi olabilir.
Türkiye’den Malaga’ya gelenler, gezilerini genellikle tüm Endülüs bölgesini gezip görmek üzere program yaptıkları için biz de aynısını tavsiye ederiz. Sadece bir şehri görmek için Malaga’ya uçmak ve dönmek oldukça pahalıya geliyor. Gelmişken birkaç şehri görecek şekilde program yapmak daha ekonomik olacaktır. Son zamanlarda THY Malaga uçuşlarının pahalı olması nedeniyle pek çok kişi, bagajını minimuma indirip hatta aktarmayı da göze alıp, Wizzair gibi ekonomik uçuşları olan şirketleri tercih ediyor. Bu şekilde, örneğin, Sofya’ya otobüsle gelerek oradan Malaga’ya çok daha ucuza uçmak mümkün.
Sevilla Şehir İçi Ulaşım
Metro: Sevilla’da 22 istasyona sahip üç metro hattı var. Tek yön bilet ücreti 1,35 € ‘dan başlıyor. Ayrıntılı bilgi linkte.
Tramvay (Metrocentro): MetroCentro, Sevilla’nın merkezi boyunca 1,4 km uzunluğunda, 4 duraklı bir tramvay hattı. Tramvay, Plaza Nueva’yı Katedral’in yakınındaki Constitucíon Caddesi’ne bağlar. Tramvay durakları Archivo de Indias, Puerta Jerez, Prado San Sebastián ve San Bernardo’dur. Ayrıntılı bilgi linkte.
Otobüs: Sevilla çok iyi bir otobüs ağına sahip. Otobüslerin çoğu şehir merkezinin güneyinde bulunan Puerta de Jeres’ten veya şehir merkezinin doğusundaki Plaza Ponce de Leon’dan kalkar. Bileti, otobüsün içinde şoförden (1,30 € ‘dan) veya bir kiosklardan satın alabilirsiniz. C1, C2, C3 ve C4 şehir içi otobüsleri şehir merkezi ve çevresinde çalışır. Plaza de las Armas ise şehirlerarası otobüs istasyonu. Ayrıntılı bilgi linkte.
Sevilla Seyahat Kartı: Şehirde, özellikle yabancı turistler ve Avrupa ülkelerinden gelecek Türkler için çok kullanışlı bir seyahat kartı uygulaması başladı. Bu kart ile İngilizce konuşan bir taksi şoförü sizi havaalanında isimli bir tabelayla karşılayıp Sevilla’da kalacağınız yere götürüyor. Önceden rezervasyon yaptırmanız gereken bu uygulamanın ücreti 45 € ve bu bedel direkt şoföre ödeniyor. İsteğe bağlı olarak, kişi başı 11.5 €’ya 3 günlük Sevilla toplu taşıma kartı (metro, otobüs ve tramvay) da ekleyebilirsiniz. Bilgi ve rezervasyon için tıklayın.
Hop-on Hop-off Şehir Turu: Her turistik şehirde olan indi bindi turist otobüsü. Şehrin, özellikle biraz daha kenarda kalan görülmeye değer yerlerini ve manzaralarını görmenin kolay ve hızlı yolu. 14 durak boyunca 1 saat 20 dakika sürüyor ve ücreti 25 €. (5 – 12 yaş arası çocuklar için 12 €) Ayrıntılı bilgi linkte.
Sevilla’da taksi: Sevilla’da taksiler pahalı değil ve her zaman taksimetreyle çalışır. Yanında sarı bir çizgi olan beyaz taksiler var. Gece, hafta sonları ve tatillerde ücret tarifesi biraz daha yüksek. Havalimanından şehir merkezine sabit bir fiyatla (yaklaşık 28 €) 15-20 dakikada taksiyle gelebilirsiniz. Şehirde kısa bir yolculuğun maliyeti 7-8 Euro arasındadır.
Sevilla’da Gezilecek Yerler:
Sevilla, Endülüs’ün başkenti olması ve diğer şehirlerine göre büyük olması sebebiyle 3 günü hak eden bir şehir. Eğer Endülüs turu yapıyorsanız bu şehre mutlaka en az 2 gün ayırmanızı öneririz. Biraz daha rahat, koşturmasız, yani tam Endülüs tarzı 🙂 gezmek isterseniz de 3 gün ideal olacaktır. Biz de size gezilecek yerleri listelemek yerine, daha pratik ve fikir verici olması için 3 günlük bir tur örneği hazırladık. Hadi başlayalım:
SEVILLA’DA 1. GÜN:
Sevilla Kraliyet Sarayı (Real Alcázar de Sevilla)
Sevilla’yı keşfetmeye, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Sevilla Kraliyet Sarayı (Real Alcázar de Sevilla) nam-ı diğer, Games Of Thrones’taki Dorne’un Su Sarayları’dan başlayabilirsiniz. ‘Alcazar’, İspanyolca’da kale anlamına geliyor ve Arapça al-qasr (kale/saray) kelimesinden türetilmiş. İspanya’nın en güzel saraylarından biri olan bu yapı, Mağribi ve Hıristiyan kültürünün birçok izini taşıyan mimari bir tarza sahip. Saray, Avrupa’da hala kullanılan en eski saraydır; Kral Felipe VI Sevilla’yı ziyaret ettiğinde hala burada kalmaktadır.
Alcazar Sarayı’nın inşasına, 913 yılında Endülüs’ün ilk halifesi 3. Abdurrahman’ın bir Roma kalesinin yer aldığı bu yerde, nehir trafiğini kontrol etmek amacıyla bir kale inşa etme emrini vermesiyle başlanır. Kale, 11. yüzyılda bir saray haline geldi. 13. yüzyılda İspanyollar sarayı geri aldı ve daha sonra Kastilya Kralı 10. Alfonso sarayı genişletti. 1364 yılında Kastilya Kralı I. Pedro ve ondan sonra gelenler de saraya yeni yerler eklemeye devam etti. Bu eklemelerin hepsinin sarayın orijinalliğini ve ihtişamını bozmadan, Mağrip tarzını koruyarak yapılması dikkat çekicidir.
Şehrin en çok ziyaret edilen yeri olan saraya girmek için mevsime göre uzun kuyruklarda bekleme olasılığınız yüksek. O nedenle giriş biletinizi önceden buradan almanızı tavsiye ederiz. Hatta isterseniz Alcazar Sarayı ile birlikte Katedrali ve Giralda Kulesi’ni de gezdiren rehberli tur tercih edebilirsiniz. Bu tura giriş ücretleri de dahil olduğu için daha hesaplı ve kolay olabilir.
Önemli not: Nisan’dan Eylül’e kadar 18:00-19:00 ve Ekim’den Mart’a kadar 16:00-17:00 arası olmak üzere Pazartesi günleri saray ziyareti ücretsiz. Ama belli bir kontenjan olduğundan, bunun için de internetten ücretsiz giriş bileti almak gerekiyor. Konum için tıklayın. Haritada 1 numara.
Sevilla Katedrali (Catedral de Sevilla)
Saraydan sonra Sevilla Katedrali‘ne (Catedral de Sevilla) gitmek için yola çıkabilirsiniz. 127 metre uzunluğunda, 83 metre genişliğinde ve 43 metre yüksekliğinde, dünyanın en büyük gotik kiliselerinden biri olan bu yapı, Roma’daki Aziz Petrus Bazilikası ve Londra’daki St. Paul Katedrali’nden sonra dünyanın en büyük üçüncü kilisesi. Katedralde göreceğiniz bazı önemli eserler şunlar: * Ünlü denizci Kristof Kolomb’un mezarı. Kalıntıları Küba’dan 898’de Sevilla’ya transfer edilmiş. Dört figür tarafından taşınan bronz tabut, Kastilya, León, Aragon ve Navarra krallıklarını simgeliyor. * Hazine odası * Murillo, Goya, Pedro de Campaña ve Luis de Vargas gibi birçok ressamın eserleri.
Giralda Kulesi
Endülüs Emevi Hanedanlığı zamanında aynı yerde yer alan caminin minaresinden dönüştürülen ve şu an katedralin çan kulesi olan 104 metre yüksekliğindeki Giralda Kulesi‘ne tırmanarak, Sevilla’nın harika manzarasını izleyebilirsiniz. Merdiven yerine, atların da kolayca çıkabildiği eğimli bir koridoru takip ederek yukarı çıkacaksınız. Giralda Kulesi’nin tepesinde dört metre yüksekliğinde bronz bir heykel var. İnancı temsil eden bu heykelin takma adı Giraldillo ve bir rüzgar gülü. Katedral ve Giralda konumu için tıklayın. Haritada 2 ve 3 numara.
Santa Cruz Mahallesi
1. günün öğleden sonrasını şehrin tarihi bölgesi Santa Cruz mahallesini (haritada 4 numarada, konumu burada) gezmeye ayırın. Eski Yahudi Mahallesi olan bu bölge, dar sokakları, renkli evleri ve güzel avlularıyla ünlü. Zaten Alcazar Sarayı, Katedral ve Giralda Kulesi gibi bazı önemli yerler de bu eski mahallede yer alıyor. Mahalle dar sokaklardan oluşan bir labirent gibi olduğu için sıcak havalarda serin oluyor, böylece şehir sokaklarında avare avare dolaşmanın tadını çıkarabilirsiniz. Bu dar sokakların en dar yerinde “Öpücük Köşesi” (Antiguo Rincón Del Beso) var. Burada bir fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmeyin 🙂 Bu bölgede çok fazla tapas bar olduğunu ve en iyilerinin bazılarının bu bölgede olduğunu da buraya not düşelim. Konumu burada. Haritada 5 numara.
Casa de Pilatos
Yahudi mahallesinde bunların dışında başka görülmesi gereken yerler de var. Endülüs’ün en asil binası ve 16. yüzyıl Sevilla mimarisinin muhteşem bir örneği olarak kabul edilen İtalyan Rönesans-Mudejar (Endülüs Müslüman toplumu tarzı) tarzı bir saray ve Medinacelli Dükü’nün malikanesi olan Casa de Pilatos bunlardan ilki.
Kasım-Mart arası 9:00-18:00, Nisan-Ekim arası 9:00-19:00 arası her gün açık. Giriş ücreti 10/12 Euro. Pazartesi günleri 15:00 ile 17:30 arasında giriş ücretsiz. Bilet almak için tıklayın. Haritada 6 numara.
Flamenko Müzesi (Museo del Baile Flamenco)
18. yüzyıldan kalma bir sarayda yer alan ve ünlü flamenko dansçısı ve koreograf Cristina Hoyos tarafından kurulan Flamenko Müzesi (Museo del Baile Flamenco), temaları olan dört kata yayılmış bir interaktif müze. Ekranlar aracılığıyla flamenko tarihi ve sanatı hakkında bilgi edinebilir, isterseniz akşamları değişik saatlerde yapılan ve 1 saat süren bir flamenko gösterisi izleyebilirsiniz. Biz burada bir gösteri izlemiş ve hayran kalmıştık. Bilet için buraya, konum için buraya tıklayın. Haritada 7 numara. İyi bir flamenko gösterisi izlemek için diğer bir bölge de aşağıda yer vereceğimiz Triana bölgesi.
Batı Hint Adaları Genel Arşivi
Burası 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar ‘Las Indias’ veya Yeni Dünya’nın sömürge tarihine ait belgelerin yer aldığı 10 kilometreden fazla kitaplık içeren bir arşiv. Bu görkemli bina aslen 1584’ten itibaren İspanya ile kolonileri arasında altın, gümüş, baharat ve kakao ticareti için tüccarların merkezi olarak kullanılmış. Müzenin koleksiyonu belgeler, fotoğraflar, çizimler ve günlükler içeriyor. Konum burada. Haritada 8 numara.
Nasıl olsa burada günler uzun, eğer yorulmadıysanız ilk günün gezisine devam 🙂
Plaza de Toros (Real Maestranza Boğa Güreşi Alanı)
Elbette ki boğa güreşlerini onaylamıyoruz, izlenmesini de istemeyiz. Real Maestranza Boğa Güreşi Alanı, İspanya’nın kültüründe önemli bir yer tutan boğa güreşi için en büyük ve en önemli arena. Dünyanın en büyük boğa güreşi festivali Feria de Abril festivali burada düzenlenmektedir. 18. yüzyılda inşa edilmiş ve 13.000 seyirci kapasitesine sahip. Plaza de Toros, 1762-1881 tarihleri arasında yapılmış benzersiz bir Barok cepheye sahip. Ayrıca meraklıları için İspanya’da boğa güreşinin ve güreşçilerinin tarihini ve evrimini gösteren her türlü objenin sergilendiği Boğa Güreşi Müzesi de içeriyor.
Pazartesiden Pazara 9:30-19:30 arası açık. 25 Aralık’ta kapalı. Giriş ücreti 10 €. Daha fazla ayrıntı burada. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.
Torre del Oro
“Altın Kule” olarak bilinen, San Telmo köprüsünün yanında yer alan gözetleme kulesi. 12. yüzyılda Mağripliler tarafından inşa edilen 36 metre yüksekliğindeki kule, Guadalquivir nehrindeki gemi trafiğini kontrol etmek için yapılmış. “Altın” kule adının iki nedeni var: En önemlisi, Latin Amerika kolonilerinin zamanında Endülüs’ün refah dönemine yapılan atıf. Gemiler nehir üzerinden şehre girdiklerinde burada taşıdıkları altını boşaltıyorlardı. Bir diğer neden de, geçmişte görünümünün altın kaplama gibi görünmesi ve nehirde altın rengi bir parıltı yansıtmasıdır.
Bugün kulenin üst katında küçük bir denizcilik müzesi (Museo Naval) bulunmakta. Ayrıca yazının girişinde sözünü ettiğimiz tekne yolculuğunun kalkış noktası kulenin hemen önünde yer alıyor.
Pazartesiden Cumaya 09:30-18:45 arası, Cumartesi-Pazar 10:30-18:45 arası açık. Tatil günleri kapalı. Giriş ücreti 3 €, öğrenciler, 65+ ve 6-14 yaş arası 1,5 €. Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.
İlk günü yakınlardaki bir tapas barda oturup bir şeyler yiyip içerek ve dinlenerek bitirmek en güzeli olacak artık 🙂
SEVILLA’DA 2. GÜN:
İspanyol Meydanı (Plaza de España)
2. güne sabah erkenden kalkıp İspanyol Meydanı‘na (Plaza de España) giderek başlayabilirsiniz. İspanya’nın hemen şehrinde bu isimle bir meydan var ama buradaki en büyük ve en görkemlisi. Plaza de España, 1929 İberoamerikan Expo Fuarı için Aníbal González tarafından tasarlanmış, günde 1000 işçinin 15 yıllık çalışması sonucu tamamlanmış. Maria-Luisa Parkı içinde yer alan 50 bin metrekarelik bu devasa meydan, Endülüs ve Rönesans mimari tarzlarında, bugün çoğunlukla devlet kurumları olarak kullanılan bir dizi bina ile çevrili 200 metre çapında, sanki parkı kucaklayan bir yarım daire şeklinde. Yapımında Trianalı ustaların elinden çıkmış mermer, oyma tuğla, ferforje, kiremit gibi malzemeler kullanılmış.
Meydanın iki ucunda her biri 70 metre uzunluğunda Barok tarzda iki kule var. Binanın önünde, İspanya’nın illerini temsil eden, harika çinilerle kaplı 48 büyük bank var ve üstü kesonlu tavanla kaplı. Meydanın diğer ilgi çekici yerlerinden biri de ortadaki büyük çeşme ve üzerinde şirin köprülerin yer aldığı 500 metre uzunluğundaki yuvarlak kanal. Bu kanalda kısa tekne turları da yapılabilir. İspanyol Meydanı, Ekim 2010’da büyük bir restorasyon geçirmiş. “Arabistanlı Lawrence”, “Yıldız Savaşları” ve “Diktatör” gibi bazı ünlü filmlere de ev sahipliği yapmış. Meydana giriş ücretsiz ve her gün açık. Konum burada. Haritada 11 numara.
Maria Luisa Parkı (Parque de Maria Luisa)
Meydandan Maria Luisa Parkı‘na (Parque de Maria Luisa) doğru ilerleyin. Bu büyük park, Sevilla’nın en güzel ve ünlü yeşil alanı. Bu park ilk olarak San Telmo sarayı bahçelerinin bir parçasıymış, 1893 yılında bu bahçeler halka açık büyük bir park oluşturmak için şehre bağışlanmış.
Park Sevilla’nın sıcağında güzel ağaçlar, renkli çiçekler içinde huzurlu ve en önemlisi gölgeli yürüyüş yolları ve çeşmeleri ile biraz serinlik sağlıyor. Sevillalılar parkta piknik yapı bisiklete biniyor. Parkta, 2 ve daha fazla kişi için tasarlanmış dört tekerlekli bisikletlerden kiralayarak dolaşabilirsiniz. (Cyclotour)
Parkta, iki büyük İspanyol yazarın, Gustavo Adolfo Becquer ve Miguel de Cervantes’in de heykelleri bulunmakta. Ayrıca, aslan çeşmesi ve nilüfer havuzu gibi birçok çeşme var. Maria Luisa Parkının Plaza de España ile yan yana olduğunu söylemiştik. Bunun yanı sıra, parkın bir meydanı daha var; güvercinlerle dolu Plaza de América Meydanı. Bu meydanda, arkeoloji müzesi (şu an geçici olarak kapalı) ve etnoloji müzesi var. Parkın konumu burada. Haritada 12 numara.
Sevilla Güzel Sanatlar Müzesi (Museo de Bellas Artes de Sevilla)
Parktan sonra, nehir kıyısından Sevilla Güzel Sanatlar Müzesi‘ne (Museo de Bellas Artes de Sevilla) doğru yürümeye başlayın. Gittiği yerlerde müzeleri ziyaret etme alışkanlığı olan sanatseverlerin kaçırmaması gereken, Madrid’deki Prado Müzesi’nden sonra İspanya’nın en büyük sanat müzelerinden biri. Müze çok iyi bir heykel ve seramik koleksiyonuna da sahip. Müzede Orta Çağ, Rönesans, Barok dönemi ve 20. yüzyıla kadar, Francisco da Herrera, Murillo, El Greco, Velázquez, José García Ramos ve Francisco Zurbarán gibi çoğunlukla İspanyol sanatçıların yanı sıra Jan Brueghel l’Ancien, Pieter Aertsen ve Cornelis de Vos gibi yabancı ressamların eserlerini bulacaksınız. Giriş bileti 1,5 Euro.
Ağustos ayı boyunca 9:00-15:00 olmak üzere yılın diğer zamanlarında 9:00-21:00 arası Salıdan Cumartesiye açık. Pazar günleri ve resmi tatillerde 9:00-15:00 arası açık. Pazartesi günleri kapalı. 1, 6 Ocak, 1 Mayıs, 24, 25, 31 Aralık kapalı. Konum burada. Haritada 13 numara.
Metropol Parasol (Setas de Sevilla)
Yönünüzü Metropol Parasol‘e (Setas de Sevilla) doğru çevirin. İsmini Türkçe’ye “Sevilla Mantarları” olarak çevirebileceğimiz bu bina, 2011 yılında açılmış. Meydanı canlandırmak fikri üzerine düzenlenen bir tasarım yarışmasını, orada bulunan antik Roma kalıntılarını binasına entegre ederek kazanan Alman mimar Jürgen Mayer tarafından tasarlanmış. Metropol Parasol dünyanın en büyük ahşap yapısı (150 x 70 metre ve 26 metre yüksekliğinde) olmasının yanında, aynı zamanda üzerinde özel bir yürüyüş yolu ve güzel bir panoramik şehir manzarası terasına “El Mirador” sahip. Alt kısmında, Roma, Vizigot ve İslami dönemlerin önemli kalıntılarının korunduğu değerli bir arkeolojik alan olan “Antiquarium”, mağazalar, çeşitli barlar ve restoranlar yer almaktadır. Seyir terası (El Mirador) için giriş ücreti gün içinde 5 €, akşam 10 €. Kasım-Mart arası Pazartesiden Pazara 09.30-00.00, Nisandan Ekime Pazartesiden Pazara 09.30-00.30 saatlerinde açık. Konum için tıklayın. Haritada 14 numara.
Las Dueñas Sarayı (Palacio de Las Dueñas)
15. yy sonlarında Pineda ailesi tarafından inşa edilmiş, adını bitişik arsada yer alan ancak 1868’de yıkılan Santa María de las Dueñas manastırından almış. 1612’den bu yana Alba Dükü ve Düşesi’ne ait. Ünlü şair Antonio Machado’ya da ev sahipliği yapmış bu küçük saray, tarihi, mimari ve sanatsal öneme sahip bir yapı. Mobilyalar, seramikler, antika eşyalar, birçok resim ve çok sayıda aile hatırası koleksiyonuna sahip. Sarayın en az içi kadar dışı da dikkat çekici: Portakal ve limon ağaçları, palmiyeler gibi yedi bin bitki çeşidinden (ayrıntılı bilgi burada) oluşan harika avlu ve bahçeleriyle ziyaretçilere huzur hissi veren, zamanı unutturan bir yer. 50 km/saatten fazla rüzgar olan günlerde, ziyaretçi güvenliği için Saray tamamen veya kısmen kapatılabiliyor. Nisan-Eylül arası her gün 10:00-20:00 arası, Ekim-Mart arası her gün 10:00-18:00 arası açık. Giriş ücreti 10/12 Euro. Bilet için, Konum için tıklayın. Haritada 15 numara
Sevilla Meryem Ana Kilisesi (Basílica de la Macarena)
Bu küçük saraydan çıkıp 13 dakikalık bir yürüyüşle ulaşabileceğiniz Neo-Barok tarzda, Meryem Ana imgeleriyle bezeli, 1949 yılında yapılmış bir kilise. Endülüs Barok tarzındaki iç mekan, çeşitli renklerde mermerler ve fresklerle dekore edilmiştir. İçinde bir de müze var. Bulunduğu Macarena mahallesi Sevilla’nın işçi sınıfı bölgesidir ve bazilika yerel halk arasında oldukça popüler. Bazilikanın yanında “Arco de la Macarena” var. Bu kemer, Müslüman hanedanlığı dönemi (12. yy) kale duvarının bir kalıntısı ve o zamanlar Sevilla Kraliyet Sarayı’na giden şehir kapısı. Macarena bölgesi turistik bölgelerin dışında yer aldığı için Sevilla’nın en otantik semtlerinden biri. Giriş ücretsiz. Müze girişi 4 Euro. Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.
Calle Feria (Feria Caddesi): Feria Sabit Pazarı (Mercado De La Feria) ve Bit Pazarı
Macarena’dan dönerken dar sokaklardan, Endülüs’te olmanızın hakkını verircesine, yavaş yavaş yürümeye başlayın. Calle Feria’da bulunan ve İspanya’nın her şehrinde mevcut ünlü sabit kapalı pazar yerlerinden biri olan Feria Sabit Pazarına (Mercado De La Feria) 7 dakika uzaklıktasınız. Dönüş yolunda biraz dinlenirken bir şeyler atıştırmak/içmek ve pazarın nabzını tutup fiyatlara göz atmak için çok iyi bir tercih. Zeytinyağı, peynir, sucuk gibi geleneksel yiyeceklerden almak için de görmeye değer bir yer. Konum için tıklayın. Haritada 17 numara.
Eğer günlerden Perşembe ise aynı caddede birkaç dakika daha yürüyünce karşınıza, Cervantes’in “Rinconete ve Cortadillo” kitabında da konusu edilen tarihi bir bit pazarı çıkacak. Geçmişi 1292’ye dayanan, Arap çarşılarının bir mirası olarak düşünülen çarşıda; antika eşyalar, eski kitap ve dergiler, resimler, süs ve dekorasyon eşyaları, biblolar, kıyafetler, hatta ünlü modacıların, tasarımcıların koleksiyonlarından parçaları ve daha pek çok şeyi bulabilirsiniz. Konum burada. Haritada 18 numara. Perşembe günleri 9:00-15:00 arası açık.
Isla Mágica (Sihirli Ada)
Çocuklarla yapılacak aktiviteler bazen hem çocuklara hem ebeveynlere iyi gelebiliyor 🙂 Sevilla gezisini küçük çocuklarıyla yapanlar için listeye eklenen bu tema parka, Basílica de la Macarena’dan şehir merkezi yönünün tersine kısacık bir yürüyüşle ulaşabilirsiniz. İçinde yok yok desek yeridir: Suda botlarla yapılanlar, büyük kaydıraklı havuzlar, korsan temalı aktiviteler, adrenalini yüksek atraksiyonlar, rafting, yetenek oyunları, şovlar ve daha sayamadığımız bir çok aktivite var. Websitesinden ayrıntılara bakabilir, bilet alabilirsiniz. Konum burada. Haritada 19 numara.
SEVILLA’DA 3. GÜN:
Triana Mahallesi
Bugünü Triana mahallesine ayırabilirsiniz. Bunun için önce şehrin sembollerinden biri olan, gündüz ayrı gece ayrı güzel bir manzaraya sahip Triana Köprüsünden (2. Isabel Köprüsü) Guadalquivir nehrinin karşı kıyısına geçmek gerekiyor. Köprü 1852’de açılmış ve şu anda İspanya’daki en eski demir köprü unvanına sahip. Triana, turistik olmayan, daha çok yerli halkla iç içe olabileceğiniz, içinde dolaşmaktan keyif alınan dar sokakların iç içe geçtiği, ünlü boğa güreşçileri ve flamenko dansçıları ve şarkıcıları, zanaatkarlar yetiştirmiş otantik bir mahalle. Geçmişte şehrin tüm ana su yollarının merkezi olmuş bu bölge, İspanya’nın en ünlü seramik (azulejos) atölyelerine ev sahipliği yapıyor. Dönerken ufak tefek hediyelik eşyalar almayı düşünüyorsanız buradan alabilirsiniz. Konum burada. Haritada 20 numara.
Mahallede gezerken görecekleriniz: Efsaneye göre burada vaftiz olan çocukların flamenko için iyi bir sese sahip olacağına inanılan 1276 tarihli Santa Ana Kilisesi, şehrin bir başka ünlü sabit pazar yeri Mercado de Triana, bölgeye has seramik geleneğinin geçmişini, tarihi fırınları, antik çömlekleri, görsel ve işitsel yollarla anlatılan seramik yapım sürecini görebileceğiniz, tüm yıl Salıdan Cumartesiye 11:00-18:00 arası açık olan ve 2,10 €’ya girebileceğiniz Centro Cerámica Triana (Triana Seramik Merkezi), seramik mağazalarıyla dolu Calle Alfarería ve Calle Antillano Campos sokakları, nehir kıyısı boyunca pek çok tapas bar/restoranın, canlı eğlence mekanlarının ve en iyi flamenko tablao’larının (flamenko gösterisi yapılan yerlere verilen ad) bulunduğu Calle Betis, engizisyonun karanlık geçmişiyle ilgili sergilerin bulunduğu bir hafıza merkezi olan Museo Del Castillo De San Jorge (San Jorge Kale Müzesi). Haritada 21, 22, 23, 24 ve 25 numaralar.
Sevilla’da Flamenko
En neşelisinden en hüzünlüsünden 50’den fazla makama sahip, Endülüs’e özgü bir müzik ve dans olan flamenkoyu izlemek için Sevilla çok iyi bir adres. Şarkıcısıyla, dansçısıyla, kostümleriyle sizi büyüleyecek olan bu gösteriyi, isterseniz geleneksel mekanları tablao’larda isterseniz yemekli mekanlarda izleyebilirsiniz. Hemen belirtelim, kalabalık bir müzisyen ve dansçı topluluğu tarafından yapılan gösterileri izlemek daha keyifli oluyor. En iyilerden bazıları şöyle:
Şehir merkezinde:
Teatro Flamenco Sevilla
Konum ve bilet için tıklayın. Haritada 26 numara.
Tablao Flamenco Los Gallos
Konum ve bilet için tıklayın. Haritada 27 numara.
La Casa del Flamenco
Konum ve bilet için tıklayın. Haritada 28 numara.
Casa de la Memoria
Konum ve bilet için tıklayın. Haritada 29 numara.
Triana mahallesinde:
Teatro Flamenco Triana
Konum ve bilet için tıklayın. Haritada 30 numara.
Tablao Flamenco El Palacio Andaluz
Konum ve bilet için tıklayın. Haritada 31 numara
Baraka Flamenco Show
Konum ve bilet için tıklayın. Haritada 32 numara.
Ayrıca bu bağlantıdan farklı gösterileri bir arada görebilir, içeriğe, ücrete, yere göre istediğinizden bilet alabilirsiniz.
Gezilecek yerler haritasını Google Maps‘te açmak için tıklayın.
Sevilla’da Nerede Ne Yenir?
İspanya ve özellikle Endülüs, yeme içmenin sosyalleşme aracı olan bir yer. Sokaklara yayılmış masaları, yiyip içip sohbet ederek eğlenen insanları en ara sokaklarda bile her daim görmeniz mümkün. Siesta konusunu Granada yazımızda, kahvaltı konusunu Malaga yazımızda ayrıntılarıyla anlatmıştık, hepsi burası için de geçerli.
Özellikle güzel tapas, paella, deniz ürünleri gibi yerel yiyecekler yiyebileceğiniz, çoğu uygun fiyatlı olmak üzere 13 bar/restoranı sizin için sıraladık:
Triana bölgesinde, iyi taze deniz ürünleri kızartması yiyebileceğiniz uygun fiyatlı ve sade bir restoran. Konum burada. Haritada 1 numara.
Kahvaltı, brunch yanı sıra vegan seçenekler de bulabileceğiniz bir kafe/restoran. İkisi de merkezde olan 2 şubesi var. Konum burada ve burada. Haritada 3 ve 4 numara.
4- Bodega Santa Cruz Las Columnas
Merkezde, güzel churros yiyebileceğiniz, kahvaltı ve tapas çeşitleri bulabileceğiniz tipik bir yerel bar. Yerel halkın gittiği yerlerden. Konum burada. Haritada 6 numara.
Merkezde 2 şubesi bulunan, özellikle et ürünleri ve şarap çeşitleriyle dikkat çeken, eski ve güzel bir tapas restoran. Konum burada ve burada. Haritada 7 ve 8 numara.
Merkezde bulunan ve çok çeşitli tapas deneyebileceğiniz, tipik bir yerel bar/restoran. Konum burada. Haritada 9 numara.
Hoş bir atmosfere sahip, Guadalquivir nehri üzerinde ve fiyatları ortalamanın biraz üzerinde şık bir restoran. Konum burada. Haritada 12 numara.
Triana bölgesinde, nehir kenarında, hem et hem deniz ürünleri lezzetli hoş bir restoran. Fiyatları ortalamanın biraz üzerinde. Konum burada. Haritada 13 numara.
İyi bir gastronomi deneyimi yaşamak isteyen, Michelin yıldızlı restoran arayanlar için iyi bir tercih. Sade ama şık bir ortamda, iyi şarap eşliğinde şef dokunuşlu yemekler yemek isteyenlere öneririz. Konum burada. Haritada 14 numara.
Tabii ki, uzun şehir turlarından sonra biraz soluklanıp, açlığınızı bastıracak atıştırmalıklarla soğuk bir bira içmenin en ucuz yolu. Sevilla’da da İspanya’nın her yerinde olduğu gibi pek çok şubesi var. Merkezdekilerden birinin konumu burada. Haritada 15 numara.
Gezilecek yerler haritasını Google Maps‘te açmak için tıklayın.
Sevilla’ya dair her şeye yer vermeye çalıştığımız bu uzun yazı umarız size faydalı olur. Sağlıkla kalın.
Yolunuz hep açık olsun!
2 Yorum
Büşra Albayrak
Yayın tarihi:Nisan 16, 2023Kuzenim ile Sevilla’yı gezerken bu rehberden çok faydalandık, hazırlayanlara çok teşekkür ederiz. Biz Sevilla’ya Malaga üzerinden otobüs ile geldik. Yolculuk rehberde de yazıldığı gibi 3 saat sürüyor ve görece konforlu bir yolculuktu. Otobüsün klimalı havasından Sevilla’ya inince sizi çok sıcak bir hava karşılıyor. Biz Haziran sonu gibi gitmiştik ve sıcaklık öğle saatlerinde 42-43 dereceydi. Şapkanızı almayı unutmayın 🙂 Biz, Sevilla’ya iki gün ayırdık. İlk gün (öğle saatlerinde Sevilla’ya ulaştığımız için) Setas de Sevilla’yı gezdik, öğle saatlerinde hava çok ısındığı için hostelimize yerleştik ve biraz dinlendikten sonra Plaza de Toros müzesini gezip boğa güreşlerinin etik olup olmamasını tartışmamızın ardından Tapas yemeye giderken Torro Del Oro’nun önünden geçip akşam güneşin batışını seyrettik. Gece çok hareketli olan Sevilla’da bir Flamenko gecesini maalesef yapamadık. Bir dahaki ziyaretimizde yapılacaklar listemizde yer aldı. İkinci gün rehberden de faydalanarak sabah İspanyol Meydanı (Plaza de España)’ya gittik. Burada erken saatlerde kimse olmadığı için çok güzel fotoğraflar çekilebilirsiniz. 🙂 Ardından Maria Luisa Parkı’nı gezdik. Sabah kahvaltıyı kahve ile geçiştiren biz, öğleye doğru acıkınca rehberde yazan La Mala Brunch’a doğru yol aldık. Buradaki tüm ürünler vegan. Ben pesto soslu mozerellalı dometesli olan special tostlarından aldım ve tadını gerçekten çok beğendim. Ayrıca buraya gitmeden önce, internet sitelerinden menülerini ve fiyatlarını inceleyebilirsiniz. Buradaki brunchımızdan sonra Sevilla katedraline doğru yola çıktık. Giralda kulesine tırmandık. Kule yanlış hatırlamıyorsam 33 kattan oluşuyordu ve yürüyerek çıkılıyor. Kule gezimizin sonrasında Sevilla katedralini gezdik ve burada Kolomb’u andık. Ardından Feria Caddesi ve Feria pazarını ve oradan da Triana mahallesini gezdik. Akşama doğru çok yorulduğumuz için hostelimize geri döndük ve ertesi sabah Malaga’ya doğru yola çıktık.
Biz Sevilla’da bulunduğumuz bu iki günü çok sevdik ve bu rehber sayesinde de gezimizi dolu dolu, eğlenerek geçirdik. Bu rehberi hazırlayan ve seyahatimizde bize yardımcı olan Simla hanım ve eşi Turgay beye çok teşekkür ederiz. Sayenizde, bizim için çok güzel anılar biriktirdiğimiz bir tatil oldu.
Herkese keyifli seyahatler dileriz.
Mutfaktan Sofraya
Yayın tarihi:Nisan 16, 2023Merhaba Büşra Hanım,
Bu harika yorumunuz için çok teşekkür ederiz. Sizin yorumunuz da adeta mini bir gezi rehberi tadında olmuş. Beğenmenize ve faydalanmanıza gerekten çok sevindik. Umarım eksik kalan kısımlar için tekrar gelirsiniz. Sevgiler…