Neden Hızlı Yemek Yiyoruz?
Kapitalizmin her şeyi tüketmek üzere kurguladığı, tüketime dayalı sistem, insan yaşamını ve sağlığını tehdit ediyor.
Duygularımız, davranışlarımız, beğenilerimiz başta olmak üzere tüm yaşam biçimimizi etkileyen bu sistem, her şeyi büyük bir hızla tüketmek üzerine oturtulmuş ve bizi çabuk sıkılmaya, “eski”yi yeniyle değiştirmeye ve her zaman koşuşturmaya yönlendiriyor. Konuyu bizim başlığımız özelinde ele aldığımızda görüyoruz ki; bu hızlı yaşam temposuna ayak uydurmak için insanlar genellikle besinleri de çabuk ve aceleyle tüketiyor.
Hızlı Yemek Kilo Aldırır Mı?
Ancak bu hızlı yeme alışkanlığı, çeşitli sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Ve bu sağlık sorunlarının başında dengesiz kilo almak geliyor. Pek çok araştırma gösteriyor ki; sadece çok yemek ya da kötü beslenmek değil, yemeği yeteri kadar çiğnemeden, hızlı yemek de kilo aldırıyor. Hızlı yeme, kilo aldırmakla birlikte çok daha ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor.
Günümüzde mide ve bağırsak hastalıklarına neden olan etkenlerin başında hızlı yeme alışkanlığının geldiği bilinen bir gerçek. Hızlı yeme alışkanlığı, yemeklerin kalitesini de etkilemekte, kolay yutulabilen gıdalar mideye tam sindirilmemiş bir halde ve daha büyük lokmalar olarak ulaşmaktadır. Sindirimin ağızda başladığı bilgisinin tersine davranarak, büyük lokmalar halinde, hiç çiğnenmeden mideye gönderdiğimiz besinler sindirim için hazır olmadığından, midenin daha fazla efor harcamasına, dolayısıyla yorulmasına neden olmaktadır. Bu durum beraberinde hazımsızlık, dolgunluk hissi, midede ya da yemek borusunda yanma, midede şişkinlik ve ağrı gibi şikayetlerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır.
Hızlı Yemek Yemenin Zararları Nelerdir?
Hızlı Yemenin 4 Önemli Zararı:
1- Hızlı yemek yememiz öncelikle daha fazla yememize neden oluyor.
Yemeği hızlı yediğimizde, doygunluk sinyalinin beyne ulaşması için gereken süre içinde normalden çok fazla yediğimizi fark edemeyiz bile. Bu da doymamız için gerekenden aşırı yememize neden olur.
Yemek yemeye başladığımızda, yaklaşık olarak 20 dakika içinde açlık hormonu olan Ghrelin hormonu baskılanır ve tokluk hormonu olan Leptin salgılanmaya başlar.
Bu hormonların beynimize gönderdiği sinyaller davranışlarımızı belirler. Örneğin Leptin hormonu salgılanmaya başladığında, beynimize doygunluk sinyali ulaşır ve kendimizi doymuş hissettiğimizden yemek yemeyi sonlandırırız.
Ancak bu sinyallerin beyne ulaşması için asgari 20 dakika gibi bir süre geçmesi gerekir. Yemeği hızlı yediğimizde, doygunluk sinyalinin beyne ulaşması için gereken süre içinde normalden çok fazla yediğimizi fark edemeyiz bile. Bu da doymamız için gerekenden aşırı yememize neden olur.
Örneğin 7-9 yaşları arasında 261 çocuk kullanılarak yapılan bir çalışmada, hızlı yemek yiyenlerin yüzde 60’ının diğer çocuklardan çok daha fazla yediği tespit edilmiştir.
Ayrıca 18-45 yaş arası 45 kişi üzerinde yapılan bir başka çalışmada, katılımcılardan 3 farklı öğünün;
Birincisinde normal,
İkincisinde normalden 1,5 kat daha fazla,
Üçüncüsünde normalden 2 kat daha fazla çiğneyerek ve doyana kadar yemeleri istenmiştir. Katılımcılar yemeklerini normalden 1,5 kat daha fazla çiğnediklerinde aldıkları kalori yüzde 9,5, normalden 2 kat fazla çiğnediklerinde yüzde 14,8 azalmıştır.
2- Hızlı yemek obezite riskini artırıyor.
Obezitenin nedeni, genetik faktörler, bir kısım ilaçlar, metabolizmanın bazı gıdalar ile etkileşimi, uykusuzluk, hareketsizlik ve en önemlisi de harcayacağından fazla kalori alınmasıdır. İhtiyaçtan fazla kalori alınmasının nedeni de hızlı yeme alışkanlığı sonucunda doygunluk sinyalinin beyne geç ulaşması ve dolayısıyla çok fazla yememizdir.
Hızlı yeme, aşırı kilo ve obezite için başlı başına potansiyel bir risk faktörüdür. 8 yıl süren ve 529 erkek katılımcının kilo değişikliklerinin incelendiği bir çalışmada hızlı yiyenlerin, yavaş ve normal tempoda yiyenlere göre 2 kat daha fazla kilo aldıkları tespit edilmiştir.
Obezite değerlendirme sistemi olan Vücut Kitle Endeksi, cinsiyete göre değişmeyen bir değerlendirme sistemidir. Vücut kitle endeksi, kişinin ağırlığının kilosunun karesine bölünmesi ile hesaplanır.
Obez Miyim?
Obez olup olmadığımızı, Türkçe kısaltması V.K.E. olarak bilinen değerlendirme sistemi ile anlaşılır. Obezite değerlendirme sistemi olan Vücut Kitle Endeksi, cinsiyete göre değişmeyen bir değerlendirme sistemidir. Vücut kitle endeksi, kişinin ağırlığının kilosunun karesine bölünmesi ile hesaplanır.
3- Tip 2 diyabet riskini artırıyor.
Tip 2 diyabet, genellikle 40 yaşın üzerindeki kişilerde görülen bir diyabet tipidir. Pankreasın yeterli miktarda insülin salgılayamaması veya salgılanan insülinin yeterli derecede kullanılmaması sonucu kan şekerinin yükselmesi anlamına gelir.
Tip 2 diyabetli kişiler arasında yapılan bir takım araştırmalarda, hızlı yemek yiyenlerde Tip 2 diyabet riski ile ilişkilenme tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalarda hızlı yiyenlerin yavaş yiyenlere kıyasla Tip 2 diyabete yakalanma olasılığının 2 kattan daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
4- Mide ve bağırsak sağlığını bozuyor.
Yemeği hızlı yediğimizde büyük lokmaları çiğnemeden yuttuğumuzu, hızlı yediğimiz için doygunluk hormonlarının sinyal göndermekte gecikmesi nedeniyle aşırı yemek tükettiğimize yukarıda değişmiştik.
İşte besinleri tam çiğnemeden ve büyük lokmalar halinde yuttuğumuzda, sindirim süresi uzar ve bu da mide ve bağırsakları daha fazla yorduğu için mide ve bağırsak problemlerine zemin hazırlar.
Bunun yanında hızlı yediğimiz zaman besinlerle birlikte isteğimiz dışında hava da yutacağımızdan gaz ve şişkinlik problemleri kaçınılmaz olur.
Yemek Yeme Hızını Yavaşlatmak İçin Neler Yapabiliriz?
Yiyeceğinizi küçük lokmalar olarak alın. Ağzınıza sıvı gıdalar dışında götürdüğünü her lokmayı 20-30 defa çiğnemeden yutmamayı hedefleyin.
Hızlı yemenin çağımızın getirdiği bir sorun olduğunu biliyoruz. Ancak her şeye rağmen buna çözüm üretmek de çoğunlukla elimizde.
Örneğin çalışma süreleri dışında evde tüm ailenin birlikte yeme alışkanlığını oturtabilir ve yemeği yerken televizyon, cep telefonu, bilgisayar gibi cihazları sofradan uzak tutabiliriz. Yemeği yerken aile bireyleri ile sohbet ederek yeme hızını düşürmüş ve doyma hormonlarının beyne sinyal göndermesi için süre tanımış oluruz. Böylece ihtiyacımız olan kadar ve çiğneyerek yiyeceğimiz için sağlıklı beslenmenin en önemli koşulunu da yerine getirmiş oluruz.
Ayrıca tüm ailenin beraberce, hal hatır sorarak yediği öğünler, birbirimizin varlığını hissetmemize neden olduğu için mutluluğumuzu da pekiştirir.
Ailece birlikte yemek mümkün değilse de; TV, bilgisayar, cep telefonu gibi cihazları sofradan uzak tutup sadece önünüzdeki yemeğe odaklanmalıyız. Her lokmadan sonra ağızda çiğneme eylemi sırasında çatal, kaşık ve bıçağınızı elinizden bıraktığınızda, yeme hızınızın oldukça yavaşladığını göreceksiniz.
Yiyeceklerinizi küçük lokmalar olarak alın. Ağzınıza sıvı gıdalar dışında götürdüğünüz her lokmayı 20-30 defa çiğnemeden yutmamayı hedefleyin.
Ayrıca suyun yaşamımızdaki önemini göz önünde tutarak yemeklerden 15-20 dakika önce içeceğiniz 1 bardak suyun sindirime fayda sağlayacağını da unutmayın.
Sağlıkla kalın!
Son Yorumlar